6 Ağustos 2012 Pazartesi

 bence herkes bu fikrime katılmalı ..


'' gerçekten bi şey olsa öle silebilsek istemedgimiz anları  insanları dusunceleri yasanaları ''

.... amaa amaa öle bi  şey her neyse ki o yok!




 lanet olsun ki igrenç ötesiii bi gün geçirdim bi imkanım olsa bu gunu  hayatımdan silip atmak isterdim. bende bilmeyım kimse bilmesın   olmamış olsun .. nafile  hiçbişey degişmicek  olan oldu ve  ben bunu hep hatırlıcam ..

4 Temmuz 2012 Çarşamba

çok konusuyorum ... bunuda çogu zaman istemeden yapıyorum aslnda bazı seyleri konusmak istemiyorum ama konusuyorum şimdi oldugu gibi




             yanıyorum  yine sıcak yada bende var bi sorun aslında hep bende var bir sorun neyse

   gidicem burdan az kaldı  akdeniz olarak geçsede ısınamadım bi turlu hoş ısınmakta istemedim medeniyet şehri ...haha göremedik  tabi nerdeyse o medeniyet çokta yerçillememek lazım mesela komusuluk ilişkileri çok sıkı  .. sonra hatalarını anlayıp koskoca adamlar  amcalar özür dilemesinide biliyorlar buda guzel ama olmasa daha iyi yada  bu sıkı komşuluklar bana göre degil 
    empati kurmalı insan aslında onlarıda haklı buldugum yerler var bende haklıyım bi yerde  takılmamak lazm 
    hayatımda değişen  yollar gibi degişen  dusuncelerim var çok dusunmek istemedigim ugraşlar mesela 
    
     okumak için aldıgım 3 tane kitap var  yaklaşık 2 yıl oldu  halen okuyacağım  suan masamdalar  dolabımdan çıkardım  ... yakında zaten yazarım 
   
    farklılaştıgımı hissediyorum herkes  gibi ... bunu sevmiyorum.Ama keşke kendimden 10 yaş büyük herifleri bile çocuk gördüğüm şu hayatı yaşıyor olmasaydım. Sevemiyorum kimseyi, görmüyorum kendimde .Görmüş geçirmiş bir insan istiyorum sevmek için.Ama şimdi herkes ana kuzusu,muhallebi çocuğu
   
    çok konusuyorum ... bunuda çogu zaman istemeden yapıyorum aslnda bazı seyleri konusmak istemiyorum ama konusuyorum şimdi oldugu gibi 


 

 satırları doldurmaya başladım sanırım .. kahvem hazır masamda  yer açmaya çalışırken ayaklarımı yere sürüye sürüye  mutfaga dondum yine  üst rafların birinden  kahvaltılık gvregnı aldım ya ne kahvaltısı ?? öğleyı geçmiş saat yeni uyanmıştım ..
      önceki zamanlardan kalma cips cipss diye ağlandığım onları bocladgım tabakları çay ve kahve  fincanları , yarı çikolata ve krokan paketlerini ittim kenara  yeter ki yer açılsın ... halen orada yer  teneke  kutuları devirdim asağı hangi ara içmiştim bunları hatırlamıyorum bile (sözde diyet yapıyorum! ) seslerinden rahatsız oldum  ..


         hava sıcak ben yanıyorum ve daha ses istemiyorum ..
!! bu lafımı da sevmiyorum  git  dağ ova baca bi yer bul madem  kaybol mecbursun sen bile ses yapı osun deli nese  aman aman ses olmasında  nefret yağsın mesele degil.

        yine facebook , uzunca suredir bakmaktan erindiğim maill kutusu, bloglar, izlemem gereken filmler
 (onca öneriden sonra her gece izlemeye başlayıp bıraktığım  o yarım kalan filmler halen yorumlucam  demiştim söz verdiğim  tutamadım çoğu sözden teki oldu ben nasıl değiştim oysa sözlerimi tutardım geç bile olsa tutardım söz önemliydi.....offf )

      baş ağrısıyla  pc kapatma isteği arasında bir bağlantıyla saate bakma gerekliliği duydum..


      hayretlerdeyim ki saat  baya olmuş havadan anlaşılabilirdi ama gözlerim ekranda resmen şişti zaten dunden kalma bi şişlik vardı iyi oldu süper oldu sonra kor gibi geziyorum zaten hoş  körlük ne ki bakıyorum ama nedense   göremiyorum gözlük  bi gözlüğüm vardı en son  toplasan 3 ay kullanmadım neden bilmiyorum bunuda bilmiyorum belkide ısınamadım alışamadım 

      bi kahvem vardı sanırım  okadr saate soğumuş tabi nese   mısır gevreginide yedimi hatırlamıyorum ama kasem boştu  pff buda güzel..
yeniden face.. sonra yeni başladığım bi oyun daha ve sesler

    arada çalan kapı zili umrumda bile degildi evdekileri seslenişleri  ...
 
    birde telefonum nerede bilmiyorum bile artık kapadım   bakmıcam diyorum  ama   arada açıyorum malum falan falan işte

    gece olmuştu bile ...


    söz vermiştim aslında bugun için kendime  erken kalkacaktım
 odamı  ümraniye çöplüğü havasından kurtarıp , duzenlicektim
 dışarı çıkçaktım
 sonra  yemek yapma çalışmalarım olacaktı
 sonnraaa tuvale fırca darbeleri atçaktım

    sözde yapçaktım hatta dahda  zamanım kalırda aksam gezmelerde olurum dyodum olursun canım tabiii olursun daha da olursun .... 

    yarın yaparım hepsini  geç oldu nasılsa yarın var  ... 

  yatmadan telefonumu gördüm bazanın kenarına  duşmuş... açmaya  yeltenmedim bile nasıl olsa yarın var yarın açar bakarım isteyen nasılsa bir kez daha arar mesajlar ucmuyo ya hoş okusam ne  tepki veriyomuyum ki tanımıyorum kendimi 

 kıyafetleri makine tıktım
 cereyandan çarpan  kapı bacayı sabitledim
duş  vardı daha.. onuda sabaha atım

 güzel parça  en azından bugun için  uygun( du)  vee uyku ...
http://grooveshark.com/s/Broken+Brights/4piV1k?src=5  

otomobil .. saat ... kadın

 dikkatimi çeken arabalar var  bigun alıcam  nese alıcam yanı :D

 saat bu çogunda bi tutku olsada sadece sekli ve rengi beni ilgilendiriyor

 ve kadın


 yapılmış araştırmalar   varmış ve demişler ki kadınlar  erkelerden çok arabalara duskun ve saatleri seviyorlarmış demişler katılıyorum  da katılmıyorum da  bir kadın gözuyle bnce bu tam böle degil .. yani en azından benm gözumde öle

  evet arablar dikkatımı çekiyo bu dogru ama  meraklısı da degilim . ilgilenmiyo da degilim nese işte  bu bi yerde dogru ama erkelerden   daha çok duskunmuyuzdur onu bilemicem  neye ve kime göre bu açık bi yorum olur .

saatte gelince  buda evet saatlerde dikkatimi çeker  eller gibi ama  yanı markası degil sekli ve rengi  takıntılı degilm bu konuda önyargılıda bakmıyorum  ama saat olmalı . bence tabi :D

kime göre nedir bilinmez ama  araştımalar öle demiş biraz da haklılar hani ...

1 Temmuz 2012 Pazar

sen kanser degilsn beni kanser ettinn


insanlar nasıl kitap okur ? saçma bi soru yanı  sunu merak ediyorum  her satırı çözmek anlamak zorundamıyız  .. bnce degil

 bilmiyorum . ben  bazen istedgim paragrafları atlıyorum uzun tasvirleri sevmiyorum gerkli gördugum kelimeliri  arıyorum yoksa atlıyorum ... dayatmaları sevmyorum   kitap bitiyo ve aklma takılırsa dönup oraya bakıyorum ve gerçkten hikayeyelede pek alakası yok amaç görsellik kazandrırıp olayı daha somut dusnur hale getirmek (se)
 nese  işte suan bi kitap okuyorum aslında o kitabı 1 gunde bitirektim fakat bilerk ara verdm ve dönmedm 3 gun geçti merklanmak istedim bi yerde suan pişmanım  son bölümü bırakmıştım ve  yazardan güzel bi bitiş beklerken hem kendi kanser oldu hem   beni kanser etiii
 ya okadar işselleştirmiştim olayı sen tutt   kitabı konu etiigin aşkı  sayfalara sıgramadgn aşkı   mahvet üstüne kanser ol  tüm beklentimi öldür ... yanı ayrıca saol raffaello efendi gerçten mütişsinnnn:)

....

bunu paylaşmak isterim üstüne tavsieyde ederim .. kendinizden bişeyler bulabilirsiniz .  (aşk romanı)
....


piergiorgio: uzun yıllardır evli yetişkn bir kızı olan uzman bir doktor.

leontine: özgür bir kadın

 pier.'in uzun zamandır eksikligini hissetigi her özellige sahip  espirili akıllı ne istedgini  bilecek kadr güçlü  bir kadeh sarap eşlignde kitaplardan  tablolardan ve şiirlerden sohbet edecek bir kadın ...  sadece gülümseyecek 
... bizim pie aşkı olan leon. ya yazmış bunu kanser oldu son bölümde yazdı  adam işte  napsın anca oturdu ve şiir yazdı ..ona acıyorum ve hak veriyorum .

'' sen yoksun leon. hiç var olmadın. hayallerimn bir urunusun

 kalbimin içindeki labirentte kaybolmuş  delicesine aşık oldugum  ufku griye boyayan ve ruhumu başıboş bırakan bir düşşsüm

kendini kandrımak  bir guluse boglup ölmek , bir umitle sarhoş olmak ve geri kalan dunyayı yok saymak  işte bız bunlarla kendmizden geçtik

 Ama  sen leon, bana zaman tanımadın hayal kurmaktan korktun .

seni suçlayamam, evet ben bir hayalperestim ve bu seni korkuttu .

beklenmedik bir  sekilde herşeyi terk ettin .

 şiirden ve benim sevkatimden vazgeçtin .


 aşk romanlarını sevdigini bana söylemiştin ama kendininkini yaşamak istemedin ...''

30 Haziran 2012 Cumartesi

5 Şubat 2012 Pazar


 resmen son bi haftann beş gunu  hergn bi kıyafet alıyorum ... sözde hediye almayı planlıyodum lakin öle olmadı her sefernde kendmee bişeyler aldım  yani hediye hariç herşeyi aldım  .. iki aydır sıktıgım para elden giti meselee degil   aldıklarım gerçkten çok guzel nese sonunda guzel bi elbise aldım özelliklee belirtiyorum elbise aldım :D
 dolabımı yenileme derdindeyim  hiç sevmedgim hep itici gelen topkulu takunyaları !bile almayı dusnmuyo degilm   ...
 nese  umarım aldıgım  elbiseyi begenir   değişim fişi de aldım  bedeni falan olr sanrım rengni begenrmi bilmem
  açıkçası berbat bii hediye seçiçiyim  haşhaş yagnı bile hediye etmişligim var ama bunu deynce hemen saçma salak seyler dusnme sor niye diye arkdaşm resm kursundandı ve biz onu tualde yaglı boyada kullanıyoduk ne bilim ben  25 ml tup halinde alıyoduk bende gitimm yarım litre aldım ustune  hani bulmam kolayda olmadı eskişehirin sogunda kış ayında porsuk nehri etrafnda gezmedgim ne kırtasye nede aktar kaldı ....  nese  ama sonuç olarak  kötu bi  seçimdi
 ...
 ama mantıklı resm yapan  birine ne alırsın ki  haşhaş yagı tiner ve fırca ha bide boya dicem ama boylarımız gerçkten çok fazlaydı

 neydii o zamnlar  .... efkar bastı getirin kolamı ahahaha :D ( bu espiriyi ilk  yakın buldgm bi  dostuma yaptım  budada yazımn dedim :)


 aman nese  ama bu hediyeden ümitliyim ....


 bide su sıra bavul işine takmış durumdayım super bi bavl gördm  gerçkten ama çok guzel   siyah ve dokulu ustune t.R. şeklnde çoklu yazıları var bu bence kultur ve bunu almalıyım bi 3 ayda bunun derdinde koşarım sanrım amaannnn

29 Haziran 2012 Cuma

kısa mı uzun mu bilmiyorum

    hesap erişim bilgilermi kaybettigim için  bi sure yazamadım aslında yazdım ama   kayıtta degildi  hepsi masa ustunde duruyo elimi bile surmem yaynlamıcam ..

     bu arada artık ögrenci bile degilm tabi süperim ben bilirim der gezerim umarım pişman olmıcam yanı olmıcem  zaten okadr işten sonra olsamda demem neysee

    telefonumu kapatım duramıyorum yine açıyorum yanı  sözde face de kapatçektm  tek  tusa bakarda  ugraşmak istemyorum   en azndan   bikaç arkdaşmdan  halen bıkmadm

    uzun süre oldu ve odam temzilk nedir unutu kii  hep aynı sey olyo bi şeklde erteliyorum onuda yapıcmm hemde bugun   .. bundan öncede hep aynısını demştm  :)

    sonra sonra bişey daha var ama bilerek onu buraya yazmıcem ne malum okur biri falan flan   sıkıosa açıklama (:

    uzun  süren telefon muhabetlerinden bıktım  sadece oda degil çogu seyden  bıktım

    Yazz geldiii ... iyi ettii ama çok sıcak ..  nasıl geçicek benim için bilmiyorum ama bu yaz uzun olacak gibi duruyor  kısa sürmez olası planlar  var ... emin oldugum tek sey bu :)
telefonumn rehberini temizledim ne kadar çok insan vardı..
.....
face listeme bakmıyorum bile direk kapatıcam bırakamıyorum ki
max yenisini açıcam aslnda bi hesap bu çokta anlam yuklememek lazm  beni rahatsız eden gelen davet  etknlık özellklee oyun bildirmleri başa çıkamıyorum ayarlarımı duzenlidm falan ama halen rahatsız oldugum noktalar var

 hoş face bu konuda bnce çok guvensiz ne dense densin herşekil paylaşıma karşıyım
..  fişleme dedkleri bu olsa gerek ya evden çıktım yok marketeyım yok suan yemekk yiyorum gibi paylaşımları olan arkdaşlarıma mustehak  sonra derler ...sapık çıktı alakası yok gezelim dese evinden çıkmaz işim var gucum var face de nete  vakt geçirirr sonra yaz oraya suan markteeyım çocuk napsın gelir tabi markete sonraaa senn nerden çıktınn.... komik bunlar


hepsini geçtim gerçekten internete özgurluk dedgimiz sayfamızda bile aslnda özgur degilz hep bii kısıtlama var  bunun farkında olmak ayrı bişey bunun altında kalmak daha ayrı
.... aslında o kısıtlamayıda çogu zaman için  yapan biziz


 kendi adıma kişisel sayfamda bile rahat degilm  olmaması gereken kişiler var varlıgı yetio geçtim  listemde olmalarını aynı sitede    fazla buyutum bu face neyse :)

11 Şubat 2012 Cumartesi

kayıt 1..2... 1111.....2222222........( öneri ??)

dünn Beyaz Ş. oldukçaa güzeldi her zamanki gibii ...
Okan B. artık her ne kadar  takip etmesemde  onunnda  iğneleyici tavrını seviyorum

nese nerden çıktı  da bunu yazdım  gereksiz gelebilir ama ufak bi öneri  bence hani şöle bi on dk bile olsa bakın  derim ..


... konuya geçiş yapmam lazm  dun yine alışverişteydim üstüne sokak konseri var  dı .. sanki dolapta giycek bişiy yok mu(!) denilesi bi cumle oldu hemen duzeltiyorum ki degil... bu alışverişimn o konserle falan alakası yok . sosyallik konsere gitmekse... tiyatro. sinema daha bi tercih edilesi .. işin suyunu çıkıyolar çunkü biliyorum yanıı  hepimiz biliyoruzz bunu aslında  hoş iki kelime kurmadan orda burda dolaş bi sinemaya gitmek insanı sosyal yapmaz bence buda var  git izle paylaşımn olmasın ama sen sinemadan bişeyler kapmış ol oldu ya .. tabi sinema kültürünü buna katmamak lazm ben sadece istedgimde gider izlerim yorumlara bakarım falan ama bi kesim varki gerçekten bu onlarda kültür yönetmeninden başlayıp  araştırıyolar yanı takipteler falan o boyuta gelemesemde ben seviyorum .

nese iştee:)


  hava güzeldi  bende çıktım yani öle gelişti
 normalde aksi olurdu
 hava karanlık ve yagışlıı bii deprsyonnndurr bendee ooo sankii dunyada tek  yaratık benm gibii  anlamsızz  anlamsız duygusalllıkta olurum bunun sonucunda  dısarı çıkmam ..
.. resim yaparımm  yapamam renkler siyahh kırmızı kahve ustune begenmem vee  boşuna debelenirim .. mutfaktaa  bişeyler yapmaya çalışırım ondan da bi fayda olmaz her ne yaparsam yapıyım bi ortalıgı dagıtırım  bide ona sıkılırım

en sonunda muzkk muzkkk derim bu kezz kesin bi lafa takılırım  onaa aglarım tumm gunn  bozuk plak gibii onu derimm

.....  yanı sonundaa mecburen çıkıyorum dısarıı yapçak bişey kalmıyo.. en son çarem alışveriş  .. hoş onda bile bozuldgum zamnlar  olmuyo degil 

amaa amaa bu kezz öle depresiff falan degildimm saçma sapan duygusallıgımda yoktu gitimm yine boş yere bişy aldım  ... bahanem hava guzldi

eve geldigimde kendmi sorgulamanın derdine duştum . bide unutman  suan evde bi misafirim var arkdaşm  yurttan çıktı ev arkdaşylada kavgalarda yanıma geldi e hoş geldi  ni tekim uyku problemimin üzerine bu hiç uyu olmadı  .. problem benm haliyle kıza bişey diyemiyorum
 elimde fincan gece 3  ölee odamdaa geziniyorum rk ya bakıyorum netee bide ordan  uyumayanla bazen konusyoruz  ama artık onuda aştım kimseyle iletişime geçesim yok  ..
 hepsi ilaç almamakk için yanlız  doktora  görunup gelmek  işime gelmiyo  eczanye  git ilaç istee  buda bana göre degil madem alıcaksn o kimyasalı bari doktor reçeten olsun :) 

amannnn amnnnn   susmayacagımm sanrımm ben kaçtımm ..:)

9 Şubat 2012 Perşembe

gereksiz sorularım var ... ?


  üzülmek mi daha kötu üzmek mi

  adilmi davranmak gerek kırmamak için bu çizginden dısarı yurumek mi

  konuşmak mi lazm bazı seyleri susmak mi daha iyi

  söylemek yada söylememmek hangisi daha dogru

  kırılmak mı acıtır insanı kırmak mi

  belkide çekip gitmek herşeyde en kolayı

  kaçmak uzaklaşmak kurtulmak mi
 
  saygı duymak  ve sevmek birbirine tercih edilebilir mi
 
  eski her zaman yenide aranırmı ki

 yaşama özgürlüğü herkes için eşit mi sanki

 gülüp geç dendiginde bile karşısı için imtiyaz degilmi bu, kendine sözde verdigin rahatlık aslında nasıl bi davranış ki her seferinde sorgulamanı gerektirir...   ???

5 Şubat 2012 Pazar

 suan varya sayısal çıksa bu kadar sevınmem herlde sabahtan beriii inatlaştıgım siteeye sonunda girişi başardım !!!!

  ha yani lanet girsin bişey demiyorum kaçç saatimi yedi onuda geçtim  neden böle bi,  gıcıklık bu gunu buldu bilmiyorum işi gucu bıraktım pazar gunu demedm  tum hımbllıgımlaa  sabahtan beri bozmadgım ayar kalmadı   ama sonunda yaptım  :)kendimee çıkarıyorum sonucu  ugraşılarımmm neticesnde oldu cunkuu işte ben yaptım !!

 e yoruldum haliyle bi  çıkolatyı haak ettim sanrım :))



saç kurutma makinasından korkan varmı ?

                 
>>>>    kahvee + çikoltaaa + çikolataa.....! :)


     bu kadar ufak dogal kolay ve gereksiz bişeyde bilee mutlu olayı başarabilmek çogumuzda var sanırım
 kendimi farklı hissetmek istemiyorum


    güzel bi gun akşama balarım okadr çikolatayıı niye yedim diye ama suan umursamamak istiyorum  tek derdim  bu olsun :D


 >>> aslında gundemimim apayrı bi uyku sorunum var   bu beni rahatsız ediyo diyebilirm ama halen  aynı davranışlardayım

>>>> ASIL SORUNUM ( bi saatir lafı dolandırıyorum )
    bide  su saç kurutma makinasına çok buyukk takıntım varr ya acayipp tırsıyorum elimde patladı çogu yani   bu elektrkli cihazlarlaa pek  aram ii degil

 ben kulllanmasam bile  başkasının elinde göriyim yine aynı

 sesini duydugumdaa rengimin atını bilee dediler

 resmenn kasılıyorum


>>> Eklemezsem olmazz çok ciddyimmm

> bide gıcık kaptıgım  bi konu daha var su barıp duran susmayan insanlar bi gun  hep diyorum ama bi gun gerçekten tekinin yuzunu dagıtmak istiyorumm !!

2 Şubat 2012 Perşembe

bir adam var var ve var olucak..

garip ki su sıra hep bu lafa geliyorum elimde degill :)

nasıl bi dert anlatamam her allahın gunu aynı parfumu resmen  ustune banyolayan bi adam bu ...

 görsel olarak suratına bakmış degilm .. yanımdan  geçtigini  o an anlıyorum ve geç oluyo an halıyle

 sabahın körunde  parfumu  boca etiigine göre hele bi erkek olarak kokoş oldugunu bile dusunmem yanlış olmaz sanırım

ya  ben varya gitmem gereken yere bile yarım saat kala ustune usunep toplu tasıma araçlarını bile tercih etmeyen biriyim   ki benden  aracı degil 5  10 dk beklememi  uykumu bölup erken uyanmamıı   hataa  uyanıpp kahvaltı yapmammı ustunee hazırlanmamı beklemek ... şaka gibi


 herşeyden kısarım ama parfumden asla diyorum ... gerçekten de oyle bi sorunum var
sabit bı markam yok ustune koku tadıda elde etmiş deglm sadece tarzımı biliyorum
gece ve gunduz kokuları apayrı bende ki bence de öle olmalı belkide o adam bu kadar dikkatimi bu yuzden çekiyo nese
 tek  lafla baglamak gerek konuyu...
 bayan bile olsanız  sabahın korunde bi zahmet parfumle banyo yapmayın su  kullanın

 kişisel göruşş :D

28 Ocak 2012 Cumartesi

erkek nesli iştee ......anla(ya) mı yorummm!

erkek neslini anlamıyorum aslnda analşılırlar  bizler gibi degiller
 lafı dolandırmazlar
çok konuşmazlar
dedikodunun alasını yaparlar
alakasız işlerle pek mesgul olmazlar ...(kız tavlama hariçç bu yolda yemedikleri nanae yok haha )
sonra aç kalamazlarr...  bundan eminim 
para harcamayı sevmezler pederden biliyorum cimri herif:)
duygu bagları genelde zayıftır
çogu ruhsuzdur
2 gun ii 3. gun özlerine dönerler
değişmezler
dısarı hep caziptir
aldatmak onların işi oldugunu sanırlar ama nedense hep  anlaşılır
mutfakta çogu beceriklidir
annelerinden görduklerini eşlerinden beklerler
valideciklerine pekk bi duskunler
çogu zaman sınırlarını bilirler hadlerini bilmezler...
gezmek çoguna göre eglence
sevdikleri kadını sahiplenmek yolunda yasatmadıkları saçmalık yoktur
ama süper iyi bi dinleyiciler
maç izlemek ne kadar cazipse tekno marketlerde ürünleri incelemek gözlerinde o derece ilgiseldir
açık hatunlara hepsi bakar kesinn bi yorum geitrirler fakat aradıkları nedense hep ev kızıdır..
bi bakışta kızların ne oldugunu anlayabilen kabiliyette olmalarına ragmen kadıkları kızda çoktur
bizleri hep statuye ayırırlar eglenilcek evlenilcek diye oysa bizde ötesi var  ...
bi kadın sizi çocugunun babası olarak göremiyosa koskoca hiçsiniz
 hoş aramızdan bazıları sizleri kıramaz  aslında kıramadgından degil kalp kırmak istemez  bunu anlamıcak kadar salak oldugunuzdan da eminim işinize gelmiyo çunku
heh bizde sizin  çogu zaman  iki lafla alt  edebildiginiz insancıklarız  neticede
ortadaa pek bi fark yok ama nese :D

hiç sevmedigim bi muhabbet genelmee yapmak ve önyargı ama malesef bu  konudaki  yazışmalar nedense

hepsi aynı işte

...

alınan olmasın tamamen benim erkek neslindeki  izlenimlerim göruşlerimm çıkarım falan falan nese o işte 
aksini dusundurcek adam olmadı etrafımda ne baba  ..abi... kardeş ...arkadaş yada sevgili rolunde hep aynı tipler vardı

27 Ocak 2012 Cuma

Okunasııı





Murathan Mungan/ Üç aynalı kırk oda.

"...Biliyorum bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşaltılmış, bütün anlamlar kullanılmış, bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiç bir sözcük duygularıma da yüreğime de yetmiyor;

Anlatabildiklerimle değil, anlatamadıklarımla karşında durmak için kaçırdım seni, çaresizliğimi görmen için kaçırdım; yalnızlığımı anlaman için; beni yüreğinle anla, gözlerinle dinle diye...

"Beni kendi kelimelerinle gör diye". Seni aşk uğruna kaçırdım.Aşk uğruna. Hepsi bu işte..."

Sen ne hissedersen hisset, ne anlatırsan anlat, karşındaki kendi kelimeleri ile seni görmedikten sonra...

...............................................................................................................................................


 Irvin D. Yalom / Nietzsche ağladığında

"...Ben filozofluğu sizin için yaptığımı iddia etmiyorum.Oysa siz, doktor; sizi motive eden şeyin bana hizmet etmek,acımı dindirmek olduğunu söylüyorsunuz.Bunların insan motivasyonuyla uzaktan yakından ilgisi yok.

Bunlar rahiplere özgü propagandalarla kurnazca yönetilen köle zihniyetinin bir parçası.Daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun!

Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz.İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir."

.................................................................................................................................................


jonathan Livingston / Martı.

"...Eğer dostluğumuz zaman ve mekan gibi şeylere bağlıysa, sonunda zamanı ve mekanı yendiğimizde, kendi dostluğumuzu da yıkmış oluruz!

Ama mekanı yendiğimizde, geriye sadece BURASI kalır.Zamanı yendiğimizde, bize kalan yalnızca ŞİMDİ'dir.

Burayı ve Şimdiyi paylaşacağımıza göre, nasıl düşünemezsin sık sık birlikte olacağımızı?"
.............................................................................................................................................


Marc Levy - "Keşke gerçek olsa"
"Yaşamın bir yılının ne olduğunu mu merak ediyorsun:Bu soruyu yılsonu sınavında başarısız olmuş bir öğrenciye sor.Yaşamın bir ayı:Bu konuda erken doğum yapmış,bebeğini sağ salim kollarına almak için kuvözden çıkmasını bekleyen bir anneyle konuş.Bir hafta:Ailesine bakmak için bir fabrikada ya da maden ocağında çalışan bir adama sor.Bir gün:Kavuşacakları günden başka bir şey düşünemez olmuş aşıklara sor.Bir saat:Asansörde mahsur kalmış bir klostrofobiğe sor.Bir saniye:Bir araba kazasından kıl payı kurtulmuş bir adamın yüzündeki ifadeye bak.Ve saniyenin milyonda birini olimpiyatlarda uğruna ömrünü verdiği altın madalya yerine gümüş madalya almış atlete sor."

............................................................................................................................................................
Romain Gary'nin (bazı kitaplarını Emile Ajar adıyla yayınlamıştır) birkaç kitabından altını çizdiğim tümcelerden bir bölümü:

1-Biletiniz Buraya Kadar'dan:
"İnsanoğlu düş kurmaya başladığından bu yana, o kadar çok imdat çağrısı yapıldı, denize o kadar çok şişe atıldı ki, denizi hala görebilmek, denizin yerinde bir şişe yığını görmemek insanı şaşırtıyor."
"İnsanlar her zaman en iyi yalanı, gerçekleri dile getirerek söylerler."
"Bana en zor gelen, kendimi unutmaktı."
"Sor bana, şimdi sırası, şu anda tüm soruların cevabını biliyorum."
"Öyleyse ona, sizi daha çok sevme şansını tanıyın. Onunla açık konuşun."

2- Kadının Işığı'ndan:
"Çok, hiç kimse demektir."
"Bir dostu bırakıp gitme hakkına sahip değilsek, artık dostluktan sözedilemez."
"İnsan nerede yaşıyorsa orada umutlanır."
"Yaşamda otomatik pilot yoktur."
"İnsan bir kez umutsuzluğa düşünce herhangi bir şeye inanmaya hazırdır."
"Bütün zincirler biyolojik değildir, bazıları bizim eserimizdir ve kırılabilir."
"Genel sözlere sığınmak her zaman daha kolaydır."
"İnsan ne zaman acımasızdır: İlkeleri olduğunda mı?"
"Sevmek aşırı bollukla büyüyen tek zenginliktir. Ne kadar çok verirseniz, size o kadar çok kalır."
"Gerçeklerin tümü içinde yaşanılabilir türden değil, Çoğu zaman ısıtmaz ve insan orada soğuktan ölür."

3-Koca Tembel'den:
"Çevremde korkunç bir avuçiçi yokluğu var."
"Duvarlar sağırdırlar, orada dururlar ve hepsi bu."
"Yalnız olduğum zamanlar ancak ikiye kadar sayabiliyorum."
"Aslında bardağı taşırmayan inanılamayacak kadar çok damla vardır."
"Tam tersine, ben bana gereksinim duyan bir saat istiyorum, kurmayı unutursam dursun."

4-Kral Salomon'un Bunalımı'ndan:
"Öyle zamanlar olur ki, soruların başına gelebilecek en kötü şey yanıttır."
"Aslında herşey, kendimize ilişkin bir bilgi fazlalığı olarak özetleniyor."
"Yaşamdan daha zorlusunu uyduramam."
"Bir mutsuzluğun önemsenmemesinden daha kötü bir şey yoktur."
"Olgunluğun en zırva yanı iş işten geçtikten sonra gelmesi."
"Herşey konulabilirdi sessizliğin içine."
"Sevdiği birini yitirmek korkunç bir yalnızlık, ama hiç kimseyi yitirmemiş olmak daha da korkunç bir yalnızlık."
"Ne aradığımı bilseydim, bulmuş sayılırdım."
"Her insanda bir insan gizlenir, eninde sonunda çıkar ortaya."
"Herşeyle hiçbir şey, aynı şeydir."
"Aşkın anlatılacak bir şeyi yoktur."
"Budala bir yüreğin yoksa, hiç yüreğin yok demektir."
"En güzel anlar, ufak anlardır."
"Sözcükler vardır, bilmeden sırtında taşırsın."

......................................................................................................................................
Montaigne - "Denemeler"

"Başkalarının bilgisiyle bilgin olabilsek bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz."

"Bilgeliğin en açık görüntüsü sürekli bir sevinçtir."

"Bir filozofu çiftleşirken yakalayıp "Ne yapıyorsun?" diye sormuşlar."Bir insan ekiyorum" diye cevap vermiş serinkanlılıkla ve hiç utanmadan.Sarımsak ekerken görülmekle bu işi yaparken görülmek arasında fark yokmuş onun için."

"Son gününüzden niçin bu kadar korkuyorsunuz?O gün,sizi öldürmede öteki günlerden fazla bir iş görmüyor ki!Yorgunluğu yapan son adım değildir.Son adımda yorgunluk sadece meydana çıkar.Bütün günler ölüme gider,son gün varır."

(Ölüm hakkında) "Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalıktır."

"İşkenceler tehlike bir suç arama yoludur.Doğruluktan çok sabır denemesi olabilir.Çünkü acı çekmek niçin daha çok olanı söyletsin de olmayanı söylemeye zorlamasın?"

"İnsanlar yaşatarak yaşar birbirini ve hayat meşalesini birbirine devreder koşucular gibi."
.....................................................................................................................................................................
"Türklerde Aşk

aşk, türklerde yaygın bir hastalıktır, zorunluluktan, görmemişlikten kaynaklanır, zorunluluk, türklerde hayatın tamamıdır, batılı, yılbaşı gecesini sever, havai fişekler patlar, kadınlar kimi bulursa çıkar, herkes öpüşür, birbirine sarılır, türkler de yılbaşını kutlamak durumunda kaldılar, ancak, ne yaptıkları belli değil, kendilerini içmek ve eğlenmek zorunda hissediyorlar, hissettikçe gerginlik yaratılıyor, asıl gerginlik, hayatın başlangıcında aşk ile ortaya çıkıyor, karşı cinsi tanımayan aşık oluyor, yokluk hastalığı olarak ortaya çıkıyor, türkler, istedikleri adam ve kadınla evlenemiyorlar, herkes birini istiyor ve o biri gidip başkasıyla evleniyor.

türk kadınları beklerler, beklemek eylemi süreklidir, mevsimlerden, postacılardan, arkadaşlarından, sevgililerinden, kocalarından, kapıcıdan, bakandan, başbakandan, amerikan başkanından, komşudan, karşısındakinden bir şeyler beklerler. kalkıp bir bardak su içmezler, sadece beklerler, beklerler, beklerler... hayatları beklemekle geçer.

türkler, aşk işini seksenli yıllarda bıraktılar, seks işine başladılar, herkes önüne gelenle birlikte olmaya başladı. türkler, seksi ne yapacağını bilmediklerinden onu sayısallaştırdılar. seks bir sayı haline geldi, en çoklaştınlmaya çalışılmaktadır, türkiye'de erkekler, gördüğü her kadınla yatağa gireceğine ihtimal verirler, özellikle gavur kadınları ganimet olarak görürler, namus için yaşamak ve namus cinayetleri, engel değildir.

kadınların program yapma yetenekleri ve iktisat işinden anlamaları ise erkeklerin köleleşmesine neden olmaktadır, evlilik, ortaya çıkarılmaktadır."


(Kadınlar ve Türkler Hakkında Bildiğin Her Şey Yanlış / Rüşdü Paşa)
 
 
..........................................................................................................................................................................
 
"Eğer önündeki kapılar bir daha yüzüne kapanacak olursa, hayatının sona ermediğini düşün. Sona eren şey yalnızca hayatlarının birincisidir ve diğeri başlamak üzere sabırsızlanmaktadır. O zaman bir gemiye bin, seni bekleyen bir kent mutlaka vardır."

Amin Maalouf - Tanios Kayası
...............................................................................................................................................................
Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; anakaranın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.

Hamingway-Çanlar Kimin İçin Çalıyor
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Gözbebeği:
İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir.Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.

Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır.
Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka gözbebeğim! diye hitap edilir.

Elif Şafak- Mahrem
...............................................................................................................................................................................................
 
:Murathan MUNGAN / Kibrit Çöpleri ("katlanmak")

"...Ölümden sonra bir hayat yoksa, mesele yok! En azından benim için mesele yok, çünkü istediğim bu! Ama varsa biz de varız demektir. Asıl katlanılmaz olan bence budur. Düşün yine biz olacağız. Biz! Biz kendimize katlanamazken gene biz! Sonra gene ötekiler olacak. Hani şu bildiğin ötekiler. Bana ötekilere katlanabilen birini göster!

...

Yaşamaktan değil katlanmaktan yorulmuşken bunca yıl, dönüp yeniden, yeniden katlanmak! İçimi sıkıntı basıyor bunları düşündükçe! Hiçliğe inanmak istiyorum, hiçliğin varlığına.... Hikayesizlik."
 
.......................................................................................................................................................................
 
"Bunu bilmeni isterim. En önce bunu bilmeni. Bir de şeyi bilmeni isterim: benden yanlış yere, yok yere kuşkulanıyorsun. Sana hiçbir zaman hayınlık etmedim ben. Edemem. Kaç yıldır evliyiz, yan yanayız. Hâlâ başım dönüyor senlen, esrikim senlen, seviyorum seni. Her geçen gün daha büyük bir aşkla. N'olur, akkavakkızı, anla beni. Bu sevgimi hor görme. Kendininkine uydur, yakıştır. Bu satırları ilk evimizin altındaki kahvede yazıyorum. Ve ben seni o ilk günlerdekinden daha büyük bir tutkuyla seviyorum. Biz iki ayrı ırmak gibi ayrı yerlerden kopup geldik, kavuştuk bir noktada, yanıbaşımızdan küçük bir kol da alarak büyük bir nehir meydana getirdik; birlikte akıyoruz şimdi. Nicedir bu böyle. Hep de böyle olacak. Denize dökülene, ölene dek. Bizim için tek koşul mutluluk olabilir. Hiçbir şey bozamaz birliğimizi. "Üçüz, gözüz biz." Sen de öyle düşünmüyor musun? Ne tuhaf, son bir iki ayda seni, benden biraz uzaklaştın, araya mesafeler, tedirginlikler sokuyorsun diye düşünürken, o sırada sen de aynı şeyleri düşünüyormuşsun. Bunlar aşkın halleri, aşkın zaman zaman kişinin önüne çıkardığı ezinçler, üzünçler herhalde. Bunu böyle yorumlamak gerekir. Bir de seviyorum seni: Tek dalımsın. Memo'yla (Cemal-Zuhal evliliğinden doğan oğulları. Ne yazık ki Memo Emrah, bu kitabın çıkmak üzere olduğu günlerde bir kaza kurşunuyla ölmüştür). birlikte, ama ondan da öncesin. Bunu böylece bilesin. Bilinmelidir bu."

(Onüç Günün Mektupları / Cemal Süreya)
 
 
....................................................................................................................
 
 
 Paulo Coelho-Simyacı
"hayatımızın bellir bir anında yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur."

"dünyanın ruhu insanların mutluluğuyla beslenir. Ya da mutsuzluklarıyla, arzusuyla, kıskançlıklarıyla. Kendi kişisel menkıbesini gerçekleştirmek insanların biricik gerçek yükümlülüğüdür. her şey bir ve tek şeydir. Ve birşey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar."

"sahip olmadığın şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirmek arzunu yitirirsin."

"bulduğun şey saf maddeden yapılmışsa, hiçbir zaman çürümeyecektir."

"bir kere olan bir daha asla tekrarlanmaz. amma ve lakin iki kere olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır."
.....................................................................................................................................................
 
Parfümün Dansı'ndan (Tom Robbins) alıntılar:

"Geceleri karanlıkta biz kendimiz de gölge oluruz."

"Su, taşa birşeyler söyler durur, ama taş cevap vermez."

"İnsanları sınırlayan tanrılar değildir. İnsanları sınırlayan, insanlardır."

"Üç kelimenin toplam ağırlığı bir ton geliyordu ve buna noktalama işaretleri dahil değildi."

"Arzularımızla özdeşleşince, onları fazla ciddiye alınca, yalnız hayal kırıklığına karşı duyarlığımızı artırmakla kalmıyoruz, ayrıca o arzuların serbestçe ve kolayca yerine gelmesini zorlaştıracak bir atmosfer yaratıyoruz."

"Zihnin iyileşmesi kalbinkinden çok daha yavaştır."
 
.......................................................................................................
 
 
Murat MENTEŞ / Dublörün Dilemması

"...Yanılgılarımızın çoğu, düşüneceğimiz yerde duygulanmak ve duygulanacağımız yerde düşünmekten doğar.."

"Yırtıcı, seni ya görmezden gelir ya da parçalar.."
 
...............................................................................................................
 
 
Elif ŞAFAK / AŞK

"...Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen HİÇ ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir."... (Şems otuz üçüncü kural.)
.....................................................................
 
Olağanüstü maceralar ve büyük başarılar üzerine hayal kurmayı da öğrenmiştim artık. Hayatımın en zor günlerinde bunun bana çok yararı dokundu. Böylesi günler de fazla olduğu için, gittikçe daha çok hayal kurmaya alıştım. Dışarıdan hiçbir yardım beklemiyordum. Hiçbir mutlu rastlantıya da bel bağlamıyordum. Ama içimdeki direnç gittikçe daha çok güçleniyor; yaşama şartlarım ne kadar zorlaşırsa, kendimi o kadar sağlam ve akıllı hissediyordum. İnsanı insan yapan şeyin, çevreye karşı koyması olduğunu çok erken anlamıştım.

Benim üniversitelerim - Maksim Gorki
 
 
....................................................................................................................
 
Küçük Prens-Saint Exupery
"Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. Kaç yaşında, derler, Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor? Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar.
Deseniz ki: "Kırmızı kiremitli, güzel bir ev gördüm. Pencerelerde saksılar, çatısında kumrular vardı". Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama "yüzbin liralık bir ev gördüm" deyin, bakın nasıl: "Aman ne güzel ev" diye haykıracaklardır."
"Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır."
"Acaba bir gün hepimiz kendi yıldızımızı yeniden bulalım diye mi yıldızlar böyle parlıyor?"
 
.................................................................................................
 
 
Kürk Mantolu Madonna
"İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
....

Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden herşeyi bırakıp kaçarlar.


Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu"

Sabahattin ALİ
 
 
..................................................................................................
 
 
ALINTIDIR...

ama gerçekten çok sıkıldımmm!

biri güzel bişey sölesın ya ...

ısırılmışlık hissi bu olsa gerek

2 hafta öncesinden planladım ...
 hazırlandım

 ustune  saçlarımı mahvettiimm guzelim bukleler resmen yandıı ...

otobandaa yurudum

 kar resmen çizmelerimin içindeydi

 alışverişim berbat geçtii

burgerkingde ... tl hesap canımı sıktı ustune mnply kartlarımızda vermediler  4 kişi 6 kişilık menu aldık  o derece açlar vardı yanımda hanii

 hepsini geçtimmm
tumm emeklerimmde ogun ölee boşa giti

 oturup aglıcaktım
 araba yok otobus yok taksi yok  yeniden otobana çıkmak istemedim ki haklıyım

telefonumun şarjı yineee bitii

orda kalan tek ben degilm   sans işte benimkiler sonunda  merkezdeki arkadaşlardan rica etmeyi dusunebildiler  .. 20 dk ölee boşş boşş durduk tabi

 azımı açmıyorum  çunku gerçekten   başka seyler dökülcektm   ahh ahh :D

ne gündü
 okadar pllan yap tam bi fiyasko

 çizmelerden nefret ediyorum
 ....
 ankarayı hep severim ve sevicem  ... 
rezaletten çıkardıgım  tek son heryer  eskişehir ve ankara  degil ... otobanda yurunurmuşş ama terch etmemk lazm ...

dersimi aldım

en önemliside 

medusa lanetii  beni bırakmıyo bundan sonra saçlarımı hiçbi önemli hazırlık için bile olsa yakmıcam ...:)
Büyük İskender 
"Bu, gene de senin uzaklığına özlemini hissetmeme engel olmayan bir düşüncedir; şu anda ayaklarının dibinde oturup başımı dizlerine dayayarak o tatlı sesinde şarkılar dinleyebilmek için neler vermezdim ki!
Anlaştığımız gibi güneşin dağların arkasından batışını her seyrettiğinde, rüzgarın sana taşıdığı en uzak sesleri her işittiğinde beni anımsa."


Son Hafriyat

Caddenin ortasında yapayalnız durunca, yağmur asfalta inerken, tarif etmesi güç ama, evrenin sonsuzluğu karşısında duyulan çaresizliğe benzer bir çaresizlik hissetti.


İşte Böyle Dedi Zerdüşt

İnsan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin.


Kitab-ül Hiyel

Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar.


Veba

Bunun üzerine telgraflar bizim tek kaynağımız olarak kaldı. Akıl, yürek ve tenle birbirine bağlanan varlıklar, on sözcüklük bir telgrafın büyük harflerinde o eski birlikteliğin işaretlerini arayacak hale geldiler. Ve bir telgrafta kullanılabilecek kalıplar çabuk tüketildiğinden uzun, ortak yaşamlar ya da acılı tutkular çok geçmeden, "iyiyim. seni düşünüyorum. sevgiler." türünden belli aralıklarla yinelenen hazır kalıplarla özetlenir oldu.



alıntıdırr

20 Ocak 2012 Cuma

çatı katı serisi

kitap kurdu olmak lazm ... 
onların genelde bi tarzı olur ya hastayım resmen .. 
ben başladıgım bi kitabı  sevemediysem bitiremem hata okumam çabalamam..
     okudugum kitaplarında etkisinde kalırım çogu zaman bi keresinde  çatı katı serisinden bi  tanesini okudum ve rezalet başta super bi aşk vardı sonra işte sonra kadın kayıp adam evli bi kızları var ustune romandaki adam bildimiz korkak çıktı ... 
     3 gun gözlerim şiş gezdim gelmedm ölee sevgili muhabelerine sonra noldu  ustunde 1 yılı geçmiş olmasına ragmen  halen aklımda  ve unutmam onu ..
     hayr hani gerçek falan olsa  naparım artık bilmiyorum resmen bii böle nefret oluştu işte içimde sanki o aldatılan ben   ... okadınnınn yerinde kimse olmak istemez ama nedense sonuçlar hep aynı 
    
      nese .....
bence bazı seyler gereksiz  hattta bunun bencesi falan yok direk gereksiz

konuşmak istenilmeyen konular var istemedgim kişiler  ...
nese işte

mutlu bi an falan geçin bunları istenildiginde herkes mutlu ama içine edenler var bundan mutsuzluk var işte ya bireysel yada toplumsal

 felsefe yapmak önemli   buna uzak olsam bile milli sporcumuz öldü adını bile bilmiyduk  ve bi iki haberde çıktı magazin habaereri saysnde  kayıttan bile silindi

bizler halen adını bilmiyoruz ... değişen seyy neee peki  duyarsız ve amaçsız bi toplumuz


nur içinde uyu ASLI NEMRUT...

garip şeyler var gündemimde

   bi yerde türkçem mahvoldu  ama anlatmak istediklerim  var ...
 yazılarım net erişimim yasaklandıgı zamandan kalma                                                                          hep ekranımda fakat açıp onları buraya yapıştırmak gelmedi içimden  ...

tatil istiyorum şu sıra nere olsun diye bile dusunmedim hemde bu havada ..
 telefonumu kapatımm ...

face adresmi dondurdum
 
onlıne oldugum diger siteler yok yazılar bilmem ne hepsni atım bi köşeyee

elimden gelse herşeyın sesini kısacagım

varsın özgurluk olmasn herşeye yorum yapılmasn ...

çok gereksiz seyler var bu yaratıklar konular esyalar

 yeminle bi susun  diyesm var

  ............ sesleri bilee

..
 nedir bu ya :)