27 Ocak 2012 Cuma

Büyük İskender 
"Bu, gene de senin uzaklığına özlemini hissetmeme engel olmayan bir düşüncedir; şu anda ayaklarının dibinde oturup başımı dizlerine dayayarak o tatlı sesinde şarkılar dinleyebilmek için neler vermezdim ki!
Anlaştığımız gibi güneşin dağların arkasından batışını her seyrettiğinde, rüzgarın sana taşıdığı en uzak sesleri her işittiğinde beni anımsa."


Son Hafriyat

Caddenin ortasında yapayalnız durunca, yağmur asfalta inerken, tarif etmesi güç ama, evrenin sonsuzluğu karşısında duyulan çaresizliğe benzer bir çaresizlik hissetti.


İşte Böyle Dedi Zerdüşt

İnsan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin.


Kitab-ül Hiyel

Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır. Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar.


Veba

Bunun üzerine telgraflar bizim tek kaynağımız olarak kaldı. Akıl, yürek ve tenle birbirine bağlanan varlıklar, on sözcüklük bir telgrafın büyük harflerinde o eski birlikteliğin işaretlerini arayacak hale geldiler. Ve bir telgrafta kullanılabilecek kalıplar çabuk tüketildiğinden uzun, ortak yaşamlar ya da acılı tutkular çok geçmeden, "iyiyim. seni düşünüyorum. sevgiler." türünden belli aralıklarla yinelenen hazır kalıplarla özetlenir oldu.



alıntıdırr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder